Board index Alaturka Londra Hyde Park

Londra İzlenimleri

Ayağı yere değmeyen herkes kraliçe hakkında atıp tutabilir

New postby Endoplazmik Retikulum » Tue Aug 14, 2007 1:00 pm

davsan wrote:demek dogruymus dun filmde (Fast and Furious- Tokyo Drift) gordugum sahne- elemanin teki sabah metroya tikistiriyordu insanlari, gozlerime inanamadim! o ne ya??

bence sen kesin bizim cenaha tasin ER, bosver oralari yaaaaaaa. hem sevmissin bak burayi : )


Seni bir sefer iceri teperlerse, o kapi kapandiktan sonra zinhar hareket edemezsin. En son hangi pozisyondaysan oyle kaliyorsun. Ta ki bir sonra ki istasyona kadar. Ayagim yere degmeden gittigimi bilirim mesela. Eglenceli oluyor aslinda.

Evet sevdim burayi, soyle diyorum;

Bu kadar yurekten cagirma beni,
Bir gece ansizin temelli gelebilirim:))

davsan wrote:son bir kac gundur ses cikmadi sizden ER? haftasonu nasildi mesela? gunesi goren Londra'lilarin tepkilerini falan nasil buldunuz?

ben gunesle beraber baskentin ortasindaki parka bikinileriyle atlayinca insanlar, sok olmustum ilk gordugumde. bir de tum haftasonu icmelerini yadirgamistim...


Tam yukaridaki yaziyi yaziyordum. Sizin yeni mesajinizi gordum. Isin gercegi hafta sonu Londrada degildim. Outward bound diye bir geyik var belki biliyorsunuzdur. Boyle toplanip ortaokul aktiviteleri felan yapiyorsunuz, tirman, atla hopla zipla felan. Bunun icin bizi bir golf resorta goturduler. Sato gibi bir mekan. Bu sayede Ingilterenin country side'ini gorme firsatim oldu. Dogasi muhtesem. Her taraf yemyesil ama daglik degil, etrafta yukselti yok. Bilemiyorum, belki alismadigim icin bana guzel gelmistir. Japonyada her yer daglik, sik ormanlarla kaplidir (bunun da ayri bir guzelligi var). Gene de golf oynamama izin vermediler tabi. Bir dahaki sefere artik.
Bugun ilk yagmurumuzu da yedik kafamiza cok sukur. Acilen bir semsiye uydurmam lazim. Ayrica Chicago muzikaline gidecegim bu aksam, en onden yer buldum. Yorumlarimi yazacagim tekrar.
"Munferidin munasibi mukafatindan mutefekkir olandir"
User avatar
Endoplazmik Retikulum
 
Posts: 13
Joined: Thu Jun 21, 2007 10:20 am

New postby hcho » Wed Aug 22, 2007 4:27 pm

Oluyor mu boyle bir parmak bal calip kacmak? Izlenimlerin devamini istiyoruz.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

New postby mindbender » Sat Aug 25, 2007 11:53 pm

1 haftalik sure cercevesinde londra izlenimlerim soyle;
yine gelicek olanlara ogutler gibi olacak ancak...

Geldigim ilk hafta cercevesinde 7.gune kadar gunes gormedim, turkiye'de oldugu gibi depresif bir durum ve tam emin olamadigim nedenlerle bas agrisi yaratmamakla birlikte, ulan 7 gunde de 1 kez gunes acmaz mi diye dusundum durdum. Gelmeden once burda yasiyan turk arkadasima "abi orda havalar nasil ne getirmek lazim yanimizda" sorusunu sordugumda "abi hala anlamadin di mi? burda hic belli olmuyor" cumlesinin anlamini 6. gunde kavriyabildim. Zira ben mont ile ancak sicak hissederken, disarda 6 yasinda ki ingiliz cocuklari tshirt ve shortla pitir pitir geziniyolardi. Insanlarin surekli karsi kaldirimdan dahi bakip bakip gulmesini de mont giymeme bagliyorum zira turkiyede acik tenli sayilabilcek biri olmakla birlikte, hintli kara insanlari gordukten sonra ten rengimle ilgili bir sorun oldugunu dusunmedim. Buna ragmen ufak capli girdigim dialoglar sonucunda burada yasiyanlarin (ingiliz demeye dilim varmiyor, ingiliz gordum mu acaba ondan bile supheliyim) gayet sicak kanli, hic onyargili dusunuldugu gibi soguk insanlar olmadigini gordum. Arkadasim, bunun londra disina dogru gittikce olabilcegini soyledi yalnizca.
7. gun itibariyle uyandigimda masmavi bir hava gormek beni epey sasirtti, bir daha gunes goremiycegime son derece sartlanmis durumdaydim ki apar topar kendimi sokaklara attim.

Gelmeden once forumda okuyupta idrak edemedigim (gercekten nasil bir sey oldugunu anlayamamistim) sicak ve soguk suyun 2 ayri musluktan akmasi hadisesi epey bir zorladi, bir de medeniyetin besigi bir yerde taharet muslugu olmamasi tuvalette gecen her kitap okuma seansi sonrasinda yeni bir sok dalgasi seklinde beynime vurdu. Gunes diyoduk, bunye o kadar sartlanmis ki gunesi gordugum gun acaip bi bas agrisi vuku buldu, tersi olmasi gereken bir hadiseydi. Gunesi sadece goren ben degildim elbette, evin bahcesinin ufak bir citle ayrildigi komsu evin sakinleride sandalyeye oturup guneslenir vaziyetteydiler ki direkt ilk defa gormelerine ragmen dialog kurdular guzel bir seviyede.

Bolgeler itibariyle, Soho ve Camden Town'i gezme sansim oldu. Oncelikle Soho'ya yollari dusecek olan arkadaslara yalniz gitmemelerini oneriyorum zira butun gay'lerin sokakta muhabbet edip, bira ictigi ve adim atmanin gercekten cok zor oldugu bir yer. Buradaki gay'ler de bizim memlekettekilere hic benzemiyor, hepsi terminator gibiydi mazallah hemen arkadasin bulgar kiz arkadasinin eline yapistim bi yanlis anlasilma olmasin diye. Orada gidip bir seyler icip insanlari izlemek cok keyifli olabilir ama ne kadar guvenli olur onu henuz kestiremedim, tek basima gitmeye cesaret edebilirsem ek bilgi olarak buraya gecmeyi dusunuyorum.

Camden Town ise blackmetal/alternative gencligin takildigi rengarenk sacli punk (saclar harbiden punk milletin) insanlarin oldugu, turistlerin cok fazla istigal ettigi bir bolge olarak izlenim birakti. O kulturden hoslanmama ragmen yine de karakterler cok abartili geldi. Market diye gecen sokak pazari gibi tshirt ve yiyecek satan yerler enteresandı, degisik konseptler vardi. Reggeaci bir abinin fastfood dukkaninda musterisine yemek hazirlarken bir yandan dans etmesi gibi aktiviteler herseyin show'a ve satis yapmaya yonelik oldugu izlenimi birakti. Hersey abartiliydi burada da.

Londra'da ulasim gercekten cok guzel ve kolay ancak fiyatlar icin ayni seyi soyleyemiycem, Oyster hadisesinin benzerleri istanbul ve izmir de (keza Ankara'da) olmasina ragmen, herseyi corba etmisler, tam olarak kavramam bir kac gunumu aldi. Metro istasyonlarina ulasmak icin oturulan bolgelerden tren ile merkezi istasyonlara ulasmak ciddi maliyetli, bunun icin yaptiklari gunluk/haftalik travel card'lar ciddi hayat kurtariyor ve bu konuda cok acik bir bilgi yok, mutlaka istasyon gorevlilerine sorup en ucuz nasil seyahat edebilceginizi ogrenmek menfaatinize. Bu karisikliga yol acan seylerin basinda trenler geliyor, tren isletmeleri metro ve otobus isletmesinden bagimsiz oldugu icin aldiginiz oystercard bir indirim saglamiyor ve hatta bir cok istasyonda kullanamiyorsunuz ancak yine karta para yukleyip normal bilet almis gibi fiyati oradan dusurtebiliyorsunuz ki bu da her istasyonda calismiyor ilk basta karisik geliyor bu durum cunku her istasyonda oystercard aparati var ne ise yariyo madem kullanamiyoruz demiyorsunuz aylik travelcard diye gecen ama farkli bir kart olmaktan ziyade oyster kartiniza bu ozelligi kazandirabilmeniz vesilesiyle kullanmaniz mumkun, ben burda turkce guzel guzel anlatirken bile anlamadiniz muhtemelen bir de hic bir sey bilmeyip geldiginizde apisip kaliyorsunuz. Hava Alanin'dan merkez bolgelere giden metro da fahis bir fiyata geliyor.

Sigara icen arkadaslara turkiyeden stoklarini almanalarini ya da bir an once sigarayi birakmalarini oneriyorum turkiyedekinin 3 kati fiyat politikalari. Bir de bir haftadir aramama ragmen, bildigimiz sari isik veren tungsten lambalardan bulamadim, cildirmak uzereyim her yerde energy saving beyaz lambalardan var benim gibi nefret edenler icin ampullerini yanlarina getirmelerini tavsiye ediyorum. Buradaki pirizler de tam bir bas belasi, mutlaka bir kac tane piriz adaptorune ihtiyaciniz var, ucakta da satiliyor (fiyatini bilmiyorum) acil bir sarj ihtiyaciniz varsa sıkıntı yaşatabilir.

Yerlesim bolgeleri cok fazla sessiz, ne araba ne insan var sokaklarda bu cok enteresan gelmisti hatta geldigim ilk 2 gun "ulan hayatimin hatasini yaptim ben galiba buraya gelmekle" seklinde bir izlenim uyandi, bu insanlar nasil yasiyor boyle diye dusundum (istanbulda barlar sokagindan buraya tasinmakta boyle bir izlenim yaratmis olabilir). Gercekten huzuru ariyanlar icin yerlesim bolgeleri harika, en ufak bir gurultu olmuyor, eglence istiyorsaniz da sehir icine iniyorsunuz zaten. Her evin mustakil olmasi da cok keyifli, her yer apartmanlarla dolu degil. Mustakil ev diyince akliniza devasa amerikan evleri gelmesin, benim gordugum kadariyla buradaki mustakil evler 2 katli olmasina ragmen oyle devasa evler degil, muhtemelen turkiyedeki apartman evlerimizden biraz daha buyuk metrekare bazinda. Evlerin bahceleride 3-4m x 8-10m civarinda ince uzun, cok kullanisli degil ama keyifli.

Gelir gelmez telefon hatti ihtiyaci olacak arkadaslar icin, Orange.co.uk firmasini tavsiye edebilirim, fiyat politikalari digerlerine kiyasla iyi gozukuyor O2 isimli firma ise nerdeyse iki kati daha pahali fiyat biciyor konusmalara ancak bilgi almak icin daha iyi bir web sayfasi var. Internetten aldiginiz konturlu telefon kartiniz 1 gun sonra posta ile kaldiginiz yere geliyor (ucretsiz ustelik tum bunlar). Turkiye de oldugu gibi nufus cuzdani fotokopisi su bu istemiyorlar.

Turkiye de edindiginiz HSBC banka kartinizi burada da mis gibi kullanirim fantezisi ile geldiyseniz guzel bir hayal kirikligi bekliyor zira herhangi bir debit karttan farksiz calisiyor ve kur farkindan kazik yemiyeyim diye aldiginiz sterling ler hic bir ise yaramiyor. Kullanmak istiyorsaniz kartinizi turk parasi bulundurun hesabiniz da ve HSBC ya da baska bir bankanin korkunc kur farki ile paranizi bankadan cekin, bu esnada hesabinizda kac para kaldigini gorme sansiniz da yok sadece su kadar para cekicem ve sifrem budur islemi goruyor.

Yemek konusu ise burada ayri bir muamma, domatesin ve salataligin, ekmegin tanesi yaklasik 1+ ytl civarlarinda geziyor bu da her yemek yapisinda 3-4 domates rendelemek, bi oturusta bi ekmek yemek gibi aliskanliklari olan insanlar icin ciddi bir zorlanma demek. Burada dogal olan her urun pahali, yapay olan her urun ise ucuz. Ornek olarak, snickers, deterjan,dis macunu, tatlandiricili harika konsantre meyve sulari, biftek turkiyedeki fiyatlardan daha ucuz. Genel olarak Londra cok pahali bir yer Turkiye'den gelen birisi icin hayat cok pahali tezine bu noktada katilamiyorum. Gercekten biraz akillica davranilirsa Turkiye'den bile daha ucuza daha iyi kalitede yasam surmek mumkun (ev kiralarini haric tutuyorum).
Yemek hadisesi bir turk icin problem olabilecek yegane sey gibi burada, sebzeler gercekten cok dandik ya da dogal degil (limon olmasi gerekenden 10 kat daha aromali), bamyalar basparmaktan daha buyuk, kavun karpuz yemeyi unutun.. Cilekler ayni reklamlarda gordugunuz gibi mis gibi kocaman curuksuz ve tadida guzel ancak ulan bunun icine ne koyuyolarda boyle oluyo dusuncesinden yerken huzur icinde olamiyorsunuz.

Televizyon kanallari burada gercekten guzel yani her keyife gore bir kanal mevcut ki turkiye de TV izlemeyen bi insan olarak saatlerimi gecirebilirim TV basinda (digiturk oyuncak gibi kaliyo buradaki firmalarin sundugu hizmetin yaninda). Televizyonlarda ki cinselligin bu kadar dejenere bicimde gosterilmesini ise anliyamadim adamlar pornweekend yapip cok acaip seyler gosteriyorlar (arkadasimin bu konuda ki yorumu da, turkiyede de kolu bacagi kopmus ya da hayatini kaybetmis birinin goruntulerini sansursuz gorebilirsin, hangisi daha iyi? oldu ki bu da bir yaklasim hangisi daha iyi karar veremedim)

Sabahlari pencerenin onunden sincap gecmesi ve geceleride bahceye tilki girmesi keyifli hadiseler. Sincap'a ahmet ismini verdim, pisi pisi diye cagirinca gelmiyor ilk firsatta bir sincap nasil cagirilir onu ogrenmek gerekiyor.

Alisveris merkezlerindeki dukkanlar saat 5te kapanmaya basliyor, bu durumu anlamakta cok gucluk cektim. Alisveris yapicaksaniz erken bir saate yapmak gerekiyor, bakkal kulturu olmadigi icin, mahallenizdeki super marketlerden fahis fiyatlara alis veris yapmak mumkun. Butun market ve ucuz is gucu calisanlarinin hintli olmasi cok can sikici, ne kadar zorlasamda konustuklari ingilizceyi anlayamiyor olmam ve goruntu itibariyle cok itici tipler.

Londra'ya geldikten sonra 1 hafta icinde yaptirmaniz gereken (eger kalici geldiyseniz tabii ki pasaportunuzda boyle bir ibare oluyor) karakol kaydi konusunda, mahallenizin karakoluna gitmeyin. Oralarda hem bilmiyorlar hem yapamiyorlar bunun icin merkezi ofisler var. Suan yerini tam hatirliyamiyorum ama karakoldan bu isi cozemiyorsunuz. (Bu islem icin fotograf istedigin soylense de gerekmiyor, orada aninda cekiyolar igrenc fotografinizi ve 35 pound'da odeme yapiyorsunuz hazir olun bu islemler icin yaklasik 2 saat sira bekledik, erken gidin)

Okumak icin gelen arkadaslar, international officeten sorumlu danismaniniza guvenmeyin, sordugunuz 10 sorudan sadece 2 tanesine yanit geliyor mail yoluyla bir cok seyi kendiniz halletmeye calisin herseyi sormak yerine.

Turkiye'den alacagim semsiye Ingiltere'de dayanmaz ben en iyisi ingiltere'den alayim diyip semsiyesiz gelmek gibi bi salaklik yapmayin benim gibi, yagmura yakalanmamis olsam da burada da semsiyeler cok kalitesiz (en azindan ayak ustu yolda gordukleriniz, fiyatlari 1 pound gibi ucuz ayni zamanda).

Bilgisayar donanimina duzenli olarak ihtiyaci olupta desktop bir sistemde calisma zorunlulugu olan arkadaslara tavsiyem, bilgisayarlarinin en azindan PowerSupply ve mumkunse kasalarını yanınızda getirin bir şekilde. Burada cin mali ihtiyacinizi karsilayacak boyle bir donanim bulmak biraz zor, turkiyedeki fiyatinin 4-5 katina boyle bir seye para vermek beni gercekten uzdu gelir gelmez :D Diger donanimlarin fiyati uygun.

Turkiye'den gelenlerin ters trafik hadisesine gercekten dikkat etmesi gerekiyor, arkadasinizin pesinden kirmizida gecerken sola bakarak kosarsaniz, kafanizi sag tarafa cevirdiginiz de kirmizi cift katli bir otobusle burun buruna gelmeniz olasi, ben bir haftada 3 tehlike atlattim sonra artik butun millet kirmizida karsidan karsiya gecerken, dugmeye basip yesil yanmasini beklemeyi ogrendim. Herkes gecerken beklemek biraz tuhaf olabiliyor, elemana bak kuralci alman galiba bu tadinda bakislarla muhatap oluyosunuz. Yanimda biri kirmizida karsiya gecse bile arabalarin ne taraftan gelcegini kestiremez oldum oyle ki turkiye de trafik hangi yonden akiyordu bunu bile hatirliyamiyorum dusununce karsidan karsiya gecerken o yuzden hep 2 yone de 2 ser kere bakip gecmem gerekiyor.

Buraya geldiginiz de hayatinizi kurtaricak 2 arac var biri googlemaps.co.uk biri de londra metro haritasi.
Daha da ileri seviye hayatini kolaylastirmak icin tren isletmelerinin tren ve metronun birlikte gozuktugu pdf dosyasi internette mevcut.
Ayrica burada sokakta 60-70 yasinda alkolik sarhos agzi bozuk evsiz amcalarin yaninda ayni formatta teyzelerde gormek garibime gitti. Gercekten film gibi bir yer, londra izlenimlerimi cok karisik bir sekilde yazdim cunku o kadar cok sey var ki anlatilacak hepsini bir siraya koyup anlatmak gercekten efor isteyen bir sey bu yuzden buraya gelicek olan ogrenci arkadaslara yonelik duzgun bir anlatim hazirlamayi ciddi bicimde dusunuyorum, ilk haftadan herseyi halletmek icin ciddi efor sarfettim ve ayni eziyeti baskalarida cekmelimi henuz karar veremedim :D Burada gercekten bir oystercard kullanimi icin bin tane brosur alip her brosurun butun sayfalarinda, ayni uyarilari okumak ciddi zaman kaybi bunun icin bi ulasim rehberi hazirlayip buraya koymak iyi olucak.

Netice olarak, geldigim ilk 2 gun icinde hayatimin hatasini yaptim galiba izlenimine kapilmis olsamda, he r gecen gun burayi daha cok seviyorum. Gercekten cok keyifli olucak burada yasamasi. (Bir de ingilizlerin ingilizceleri hic o ingiliz filmlerindeki ya da bbc english 'de gordugunuz ingilizceye benzemiyo, super rahat ederim ben ingilizcem iyi diyip gelirseniz, aglarsiniz hazir olun konusulan seylerin yarisini anlamadan bonbon bakmaya).
mindbender
ROGER WATERS
 
Posts: 429
Joined: Wed Jun 20, 2007 5:17 pm
Location: london

New postby hcho » Sun Aug 26, 2007 6:53 pm

3 baslik, 20 mesajlik bir yazi olmus. Parca parca mudahele edecegiz artik :)

Bilgisayar donanimindan gireyim. Tipik olan online alisveris, koklayarak almak istiyorum diyorsan Tottenham Court Road tarafina gitmen iyi bir fikir olabilir. Turkiye'deki gibi pazarlikli ortamlar var.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

New postby davsan » Sun Aug 26, 2007 9:10 pm

@ mindbender

yemege domates, kesinlikle olmazsa olmaz, katiliyorum. hem cok pahali, hem de ayni tat yok bizdekilerle, ona da katiliyorum. iste sana super cozum: dogranmis, konserve domates! koca bi tencere yemege yetecek kadar domates var icinde ve sadece £0.50 civari : )))

diger sebzeler icin de frozen'lari deneyebilirsin. cok daha ucuzlar.
-------

meskun mahllerin sessizligi beni de cok sasirtmisti ama, simdi acayip alistim. bi tikirti oldu mu rahatsiz olur oldum : )

-----

dukkanlarin saat 5te kapanmasini ilk once uzun bi sure "bu adamlar para kazanmak istemiyor" diye yorumlamistim. burda calismaya basladiktan sonra "adamlar calisanlarinin hayat kalitesini korumayi beceriyorlar" diye yorumladim...
User avatar
davsan
BAŞKAN
 
Posts: 878
Joined: Sat Dec 09, 2006 1:16 am

New postby mindbender » Sun Aug 26, 2007 10:24 pm

davsan wrote:@ mindbender
-----
dukkanlarin saat 5te kapanmasini ilk once uzun bi sure "bu adamlar para kazanmak istemiyor" diye yorumlamistim.


Benim agzimdan cikan cumle tamamen aynisiydi.

Domates konusunda ise taze mis gibi domatesin verdigi tadi konserve pure domates ne kadar verebilir bunu yakinda gorucem, bi tane aldim dolapta beklemedeyim.
1 pound civari bir fiyata deniz urunleri karisik bi paket bisi aldim, icinde midye var, karides var bilmedigim bir kac parca (yengec oldugundan supheleniyorum) bir sey daha var, direkt cope gitmeyi bekliyor berbat birseymis nerde bizim mardin oriyantasyonlu midyelerimiz nerde 1 poundluk deniz mahsulleri.
mindbender
ROGER WATERS
 
Posts: 429
Joined: Wed Jun 20, 2007 5:17 pm
Location: london

New postby mavituna » Tue Aug 28, 2007 2:49 pm

"Turkiye'den alacagim semsiye Ingiltere'de dayanmaz ben en iyisi ingiltere'den alayim diyip semsiyesiz gelmek gibi bi salaklik yapmayin benim gibi, yagmura yakalanmamis olsam da burada da semsiyeler cok kalitesiz (en azindan ayak ustu yolda gordukleriniz, fiyatlari 1 pound gibi ucuz ayni zamanda).
"

Biz iki hafta sonra 1 haftaligina gelecegiz ve o yağmurla ilgili kayinvalidem semsiyelerin disposible oldugunu milletin yağmur dinince bir kenara atıverdigini söylemisti.
demek sebebi buymus 1 paunda aliyorlar sonra da tasimak istemiyorlarsa tasimiyorlar.
ayrica bir soru:
klavyede paund tuşu nerde??
tamam 2 deymiş.:-)
mavituna
 
Posts: 56
Joined: Tue Jun 26, 2007 2:18 pm

New postby Endoplazmik Retikulum » Wed Aug 29, 2007 11:30 am

Epeydir yazamiyorum kusura bakmayin. Bir finans sirketinde bezirganbasilik yaptigimi soylemistim. Anglosakson kardeslerin "sen al da para muhim diil, sonra odersin" felsefesi yuzunden gene darmadagin oldu piyasalar. Nikkei coktu, endeks 16 binin altina indi. Yeni yeni toparlaniyor.
Lakin yazamadigim sure icerisinde vakit buldukca Londrayi gezmeye devam ettim.
Chicago'ya ve Lord of the Rings'in muzikaline gittim. West End Broadway'i gecti diyorlardi, sanirim gecmis. Ozellikle Lord of the Rings cok etkileyiciydi. Dekora ve kostume cok para harcamislar. Donen, parcalara ayrilan, parcalari birbirinden bagimsiz hareket edebilen devasa bir sahne yapmislar. Epeyce bilgisayar efekti de vardi.
Hafta sonu Nothinghill festivaline gittim. Sade kuru kalabalik vardi. Yiyecek satan cadirlar ve orada burada kurduklari 2-3 adet DJ cadirindan baska birsey goremedim. Ayik kafayla gidilecek bir yer degil. Festivalde ot cekmekten kafasi nal gibi olmus zenci kardesler vardi. Heralde onlar gibi olmak lazim. Polis tutun saranlarin cantalarini ariyordu zaten.
Evvelki hafta sonu London Aquarium'a gittim. Iflah olmaz bir Akvaryum sever oldugum icin gittigim her sehirde Aquarium'lara da ugrarim. London Aquarium simdiye kadar gorduklerim icinde en kotulerinden biri. Deniz tanklarindaki butun omurgasizlar ya olu, ya da olmek uzere. Giriste de az para almiyorlar.
Aquarium beni tatmin etmeyince ayni binada (County Hall) Star Wars exhibition'i vardi. Bari ona gideyim dedim. O arkadaslar da 16 pound rica ettiler giriste. Kotu degildi gerci. Filmlerde gercekten kullanilmis kostumler, uzay gemileri vs. ilgincti. Lucas sagolsun son 3 filmde Star Wars'i cocuk eglencesine donderdigi icin bol miktarda cocuk vardi mekanda. Adam da uyanik tabi bu sayede bir 50 sene daha ekmegini yiyecek Star Wars'in.
St. Paul'e gittim, pazar gunuydu, giris parasi odemeden iceri girebildim. Icine girdigim ilk Anglikan kilisesi oldu. Romadaki katolik kiliselerini cok severim, iceri girersin saatlerce oturursun. Etrafta devamli dua eden insalanlar vardir filan. St. Paul bana dua edilecek bir mekandan ziyade Bishop efendinin resmi makami gibi geldi. Genel kanim Ingilizlerin eskiden beri din kavramini cok ciddiye alip, takmadiklari seklinde.
Yinede bunu bir uzmanina sormak lazim.
"Munferidin munasibi mukafatindan mutefekkir olandir"
User avatar
Endoplazmik Retikulum
 
Posts: 13
Joined: Thu Jun 21, 2007 10:20 am

New postby hcho » Wed Aug 29, 2007 4:00 pm

Vakt-i zamaninda kralin bosanma istegi sebebi ile protestanliga gecmis Ingiltere. Din dunyalik meseleleri arkadan takip eder.

Geyik bir yana Roma ile karsilastirmak pek dogru degil. Biri dunya katoliklerinin kabesi sayilir, digeri pragmatizmin icat edildigi sehir.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

Previous

Return to Hyde Park



Who is online

Users browsing this forum: No registered users and 14 guests

cron