Board index Alaturka Londra Hyde Park

ingilizlerin hastaliklari

Ayağı yere değmeyen herkes kraliçe hakkında atıp tutabilir

New postby Flavio Briatore » Sat Apr 28, 2007 10:19 pm

hcho wrote:Golf var mesala hem top hem sopa ile oynanan.

Geleneksel 1. acik Hyde Park Celik Comak turnuvasini organize edelim madem.


Tamamdır abi ,Mayıs ortası gibi Hanımla gelmeyi düşünüyorduk bizde,seyircimizde olur bi çıtırdan :)
Flavio Briatore
ROGER WATERS
 
Posts: 744
Joined: Thu Feb 01, 2007 1:16 pm

New postby MITOKONDRI » Mon May 21, 2007 9:11 am

davsan wrote:ilk aklima gelen koala'nin da ana sayfadaki yazisinda belirttigi su doku. ki ben o yazidaki su doku hastaliginin gectigine dair yargiya katilmiyorum. suphesi olan sabahlari southwest trains'e binsin. ona imkani olmayan www.timesonline.co.uk'deki interaktif su doku oyununa olan talebi takip etsin.

baska ne var akliniza gelen?


Sudokuya bir ara bende cok dalmistim walla... Kitap ini filan almistim, tatilde, otobuste her yerde onu cozuyordum...
MITOKONDRI
LIFE STYLE GURU
 
Posts: 122
Joined: Mon Apr 16, 2007 1:17 pm

New postby MITOKONDRI » Mon May 21, 2007 9:12 am

Bu arada celik comak nasil bir oyun, ben hic oynamadim! izmir de yaygin olmasa gerek...
MITOKONDRI
LIFE STYLE GURU
 
Posts: 122
Joined: Mon Apr 16, 2007 1:17 pm

New postby MmarlonN » Tue May 22, 2007 7:33 am

MITOKONDRI wrote:Bu arada celik comak nasil bir oyun, ben hic oynamadim! izmir de yaygin olmasa gerek...


Bizim buralarda yaygın(dı) valla. Eğlencelidir, biraz detay buldum sizin için;

ÇELİK ÇOMAK
Daha çok açık alanlarda oynanan bir oyundur. Oyuna bazen büyüklerin de katıldığı olur. Bu oyunda iki ucu yontulmuş kısa bir tahta yani çelik ile 50 – 60 cm uzunluğunda bir sopa yani çomak kullanılır. Oyun oynayacak olanlar iki gruba ayrılırlar. Bir tarafın oyuncusu eksik olursa bir kişi iki kişi yerine oynar ve bu kişiye “Eşi karnında” denir. Her iki taraftan birer kişi seçilir ve bu seçilen kişiler çeliklerini uzağa fırlatırlar. Hangi oyuncu çeliği daha fazla uzağa atabilmişe o taraf oyuna başlar (A takımı diyelim) Oyun başlarken yere küçük bir çukur açılır veya iki taş çeliğin boyu kadar aralıklı olarak yan yana konur. B takımı oyuncuları karşı tarafa geçer. Böylece oyun başlamış olur.
Oyuncu elindeki sopayla çukurun üzerine yerleştirdiği çeliği karşı B taraf oyuncularına doğru hızla atar ve sopayı yere bırakır. Eğer B taraf oyuncuları atılan çeliği havada yakalarsa hem sayı kazanırlar hem de çeliği kaptıran A takımı oyuncusu oyundan çıkmış olur. B takımı çeliği yakalayamadıysa, çeliği düştüğü yerden tekrar yerdeki sopaya doğru atarlar. Sopayı vurabilirlerse karşı A takımının oyuncusu yine oyundan çıkar. Vuramazlarsa A takımı çelikle sopanın arasındaki mesafeye bakarak B takımının bu mesafeyi kendi belirledikleri bir adımda almasını ister. Örneğin “3 adımda al, 5 adımda al” gibi. B takımında adımını büyük atabilen ve kendine güvenen bir oyuncu bulunmazsa, ya da bu adım sayısında çomaktan çeliğe ulaşamazsa A takımı adım sayısı kadar sayı alır. Eğer bu adımda yetişebilirlerse sayıyı B takımı alır. Oyunun başında kararlaştırılan sayıya ilk ulaşan takım oyunu kazanır. Bir sonraki oyuna kazanan taraf başlar. hangi tarafın oyuncularının tamamı ölürse bu defa diğer taraf oyuna başlar. Bir takım kararlaştırılan sayıya hiç puan kaybetmeden ulaşırsa oyundan çıkmış bir arkadaşlarını tekrar oyuna sokarlar.
// Hayattır seni sevmek !
User avatar
MmarlonN
BbrandoO
 
Posts: 396
Joined: Thu Apr 12, 2007 7:31 pm
Location: Bursa / London

New postby davsan » Wed May 23, 2007 12:02 am

@ Mmarlon

super anlatmissin ya, ellerine saglik! yeminle sorup duruyorum, aldigim cevap hep "celik ve comak diye adlandirilan iki sopayla oynana oyun"la kisitli kaliyor. bu super oldu :)

simdi, 1. Hyde Park Celik Comak Turnuvasi'ni ne zaman yapiyoruz? kimler A takiminda kimler B? : ))
User avatar
davsan
BAŞKAN
 
Posts: 878
Joined: Sat Dec 09, 2006 1:16 am

New postby hcho » Thu Jun 21, 2007 8:53 am

Royal Ascott. Yaklasik olarak bizim Gazi kosusuna denk dusuyor onem olarak. Ama birden cok yaris oluyor.

At yarisinin neresi Ingilizlere has diyecksiniz, konu seyircilerin sekli semali. Abiler jigolo estetiginde takim elbiseleri cekiyorlar. Ablalar daha da fena, sunnet dugununde oglan anasi formatinin ustune mumkun olan en buyuk, rukus ve komik sapkayi giyiyorlar.

Bugun Waterloo'da onlarca boyle insan vardi. Yarin sabah resim cekip buraya koymaya calisacagim.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

New postby hcho » Thu Jul 05, 2007 9:41 am

Yeni manyakliklari kuresel isinma. Isi gucu biraktilar carbon footprint hesapliyorlar.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

New postby MmarlonN » Fri Aug 17, 2007 10:58 am

İngilizlerin yardım istememe ve etmeme anlayışları üzerine bir rapor. Biraz uzun oldu ama her detayı anlatmak istedim.

Dün akşam gayet hareketli bir gündü, İngiliz milletinin garip huylarını ve sağlık hizmetleri sektörünün garipliğini (en azından Londra'da) anlamak için güzel bir fırsattı. Evin yarısı tatile gittiği için sakin bir hafta geçiriyordum. Akşam için iki tane Türk arkadaşım geldi, Galatasaray'ın maçını izledik filan. Sonra televizyonda korku filmi bulaladım da manyaklar gibi korkalım diye kurulduk. 10 gibi oldu bizim eve yeni taşınan İngiliz kız koşa koşa odasına geçti. Ulan dedim insan bir selam verir ama boşver.

Neyse balkona sigara içmeye çıktık, balkonun baktığı otoparkta içki için apaçi gurubuna bakıp gülüyoruz. Dans ediyolar filan, komik çocuklar. Neyse hepsi birden bizim kapıya bakmaya başladı ve kapı çaldı. Dedim "Aldık başa belayı, bu apaçiler şimdi bizimle uğraşacak". Acil duru sopamı da (adı haydar) yanıma alarak aşağı indim, apaçi olduğunu düşündüğüm misafirleri karşılamak için.

Kapıyı bir açtım 3 tane aynı giyimli tip.

- Ambulans çağırdınız mı?
- Yok yahu gayet sağlıklıyım bak.
- O ne güzel, ama birisi 21A'e ambulans istedi.
- Yok hacı hastaya benziyormuyum?
- Hmmm
- Ama dur bir diğer arkadaşa sorayım

Diyerek yukarı çıktım. Nadia'ya (Bizim Portekizli kız) sordum baktım gayet sağlıklı.

Dedim "Hannah (eve yeni taşınan salak) iyimi?" , o da "O sanırım sex yapıyor, 50 dakikadır acayip bağırıyor, çok ateşli olmalı"
Hemen durdum, eğer ki bir kız 50 dakika sex sebebi ile kesintisiz bağırıyor ise,

1- Ya yatağında at var, kız ciddi sapık. Hacim sebebi ile normaldir, bağırır.
2- Ya yatağında şu porno filmlerde gördüğümüz ayıdan bozma abilerden var, hunharca : ) sevişiyorlar.
3- Ya da bir Türk buldu, eleman bunun üzerinde deney yapıyor.

Hiçbiri bir insanın bizim aptal Nadia'nın teorisine paralel aklıma yatmadı ve "ya allah" diyerek odaya daldım.

Bir baktım bizim salak kız ölüyor. Debeleniyor. Ona neden bize haber vermedin diye söverekten, aldım aşağı indirdim. Kız ince gözüküyor ama ağırış canım çıktı. Evden caddeye kadar taşıdım, bu arada yardım için gelen gerzek sağlık görevlileri bakıyor. Dedim "Hacı sizin köyde sedye yok mu?" Gülerek "Getirmedim ki yanımda" dedi. Ona da bir kaydım tabi.

Neyse ambulanda koydular bizim kızı, biz dışarıda. Bekliyoruz. Bizim kız bağrınıyor daha çok. Tam beklerken bir tane sarı kız yalpalaya yalpalaya geldi. Pattttttttttt diye yanımızda bayıldı. Allahım dedim ne hareketli gece sundun bize. Ambulans şöförü geldi, "bu sizin arkadaşınız mı" dedi, dedim "yokkkk biz sabittik o düştü". "Tamam o zaman" diyerek popsunu döndü girdi arabanın içine. Biz salaklaştık.

Kıza su, peçete aldık doktorculuk oynuyoruz gavur ellerde anasını satayım. Yoldan geçen bir insan da "birader geçmiş olsun yardım lazım mı" demiyor. Kız o kadar baygın ki konuşamıyor bile. Diyorum "olm ne içtin lan bu hale geldin, bize de söyle de bilelim" ona bile cevap veremiyor. Sonra başlamaz mı kızın burnundan kan gelmeye, üstümüz başımız kan. Dedim "ulan şin harbiden ayvayı yedik, bir de ölür mü"

Ambulansın kapıyı çalışıyoruz, sallayan yok. Kızdım daldım içeri "Yahu kız ölüyor baksanıza iki dakika şuna" diye. Bir de fırça yedim üstüne "Şu an arkadaşınla ilgileniyoruz ona bakamam" diye. Sonra çıktık kıza moral filan veriyoruz "Bak güzelsin, gençsin bok mu var bu kadar içtin. İçtinse de neden ağzınla içmedin" diye.

Sonra zınkkkkkkkkkk diye ambulans bizim kızı alıp gitmez mi. Ben, arkadaş ve baygın ingiliz kaldık mı cadde de. Karşıdan bakana göre düşünsenize; Ana caddede yerde bir kız kan içinde, yanında iki tip pijamalı. Komik bir tablo.

Allahım diyorum şaka gibi, bu gece bitmeyecek sanırım. Dedim ambulansı arayım ama numara ne: ) Bilmiyorum, yoldan geçen ve ne oluyor diye bakan bir mala sordum. 999muş.

Aradık abla sanki Mesut Yılmaz edası ile konuşuyor.
- Alo yolda bir kız bulduk, ölüyor ambulans yolla abla
- Şimdiiiiii. İlk önceeeee sakinnnn olllllll. Tammmm olarakkkkk neredesinnnn (Yavaş konuşma efekti)
- Ealing Broadway, Uxbrigde Road, Ladbrokes önü, bizim evin altı : )
(Bir saat adres verme detayları)
- Şimdi kıza bak, nesi var?
- Yahu ben nereden bileyim nesi var, burnu kanıyor, kusuyor, baygın, uçmuş gitmiş yahu.
- Sorununnnn nerede ve ne ciddddiyetteeee olduğunu bulalım seninleeeeee
- Ya ben doktormuyum, ..... (küfür açamasına gelecek kadar gerer abla) ambulansını yollsana kız kaydı yahu
- Tamam abbulans birazdan çıkacak, kız yaşında
- Hmmm sanırım 17 -18
(o ana kadar baygın olan abla hemen dirilir ve) 26 (diyerek yine bayılır şaka gibi)
- Kötü tahmin gülüşmeler.
- Ne bileyim yahu gencecik çıtır gözüküyor karanlıkta alla alla
(Dakikalar sonra)
- Tamam ambulansı yolluyorum.
- Lütfettin, sizin sağlık sisteminize kafam girsin ablacım afedersin. Ben turistim yardım etmeye çalışıyorum, burada senin vatandaşın ölüyor 15 dakika çan çan çan, yedin kontorlerimi (bugün baktım yememiş)

Sonra bir kız geldi
- "Aaaaaaa bu benim arkadaşım, ben de onu arıyordummmmmmmmm"
- Senin de arkadaş gibi Allah belanı versin ablacım.

Kızı teslim ettik aklımız orada kalarak ayrıldık eve. Lap telefon, bizim salak ambulanscı.
- Hastayı bulamıyoruz, ambulans geziyor orada. Sen nerdesin (Bak bak dayısının oğluyum sanki)
- Ben evdeyim arkadaşına bıraktım kızı.
- Ama bulamıyoruz,
- Tamam Allah yine belanı versin, GPS'in patlasın ben iniyorum yine.

Bela okuma seansları ile indik aşağı kızı ve arkadaşını bulduk. Sonra ambulans geldi, hastamızı teslim ettik : ) eve geldik.

Kızdığım olay (ev arkadaşı için) ulan evde ölüyosun salak niye haber etmiyorsun kazma İngiliz. Bugün konuştuk da utandım, geldiğimin ilk haftası "ben hastayım yardım edin" demek istemedim diyor. Yahu ne garip bir ulusdur, ölsen kalsan kendi başına mı halletcen. Bu ne mandavallıktır. Gözünü sevdiğim Akdeniz milleti, apaçiyiz filan ama insanlık var içimizde yahu, yardım manyağıyız. Bunlar ise yardım istemeyi bir zayıflık olarak görüyor...

Neyse geceyi komik bir sonla noktalayım. Yine olayların başlangıç yeri olan balkona geldim. Sigara içiyorum. Rahatlama çabaları. Otoparkda bir Pejo 107 midir nedir var zıplıyor : ) Ama ciddi ciddi zıplıyor, araba zaten ufak uçacak. Kahkaha atmaya başladım, gecenin yorgunluğu üzerine iyi geldi. Tam bizim minik araba zıplarken, yandaki arabaya birileri geldi binmek için, bizim hınzır araba çizgi filmlerdeki gibi havada asılı kalıp yere düştü ve sessizliğe gömüldü.

Garip memleket vesselam.
// Hayattır seni sevmek !
User avatar
MmarlonN
BbrandoO
 
Posts: 396
Joined: Thu Apr 12, 2007 7:31 pm
Location: Bursa / London

New postby davsan » Sat Aug 18, 2007 12:20 pm

@ MmarlonN

super bi gece olmus hakkaten ya... bulup bulacaginiz en korkunc korku filiminden daha korkunc bi gece olmus :)

sizin ev arkadasinin nesi varmis peki? (obur kizi bi daha gormemissindir diye varsayiyorum)
User avatar
davsan
BAŞKAN
 
Posts: 878
Joined: Sat Dec 09, 2006 1:16 am

New postby MmarlonN » Wed Aug 22, 2007 6:15 pm

davsan wrote:@ MmarlonN

super bi gece olmus hakkaten ya... bulup bulacaginiz en korkunc korku filiminden daha korkunc bi gece olmus :)

sizin ev arkadasinin nesi varmis peki? (obur kizi bi daha gormemissindir diye varsayiyorum)


Sorma Davşan reis, hareket doluydu. Kızın dediğine göre gıda zehirlenmesi, yok kızın doğru düzgün birşey de yediği yok ama mısır gevreği ve yedi sülalesi dışında. Farklı ne yiyerek zehirlendi merak içindeyiz.
// Hayattır seni sevmek !
User avatar
MmarlonN
BbrandoO
 
Posts: 396
Joined: Thu Apr 12, 2007 7:31 pm
Location: Bursa / London

New postby hcho » Thu Aug 30, 2007 9:32 pm

Organik gida ciddi bir hastalikmis. Bugun tren istasyonunun onunde arkadasi beklerken, gelen anketor cocuga(ilk kez) yap len anketi dedim. Ilk soruyu sordu: organik gida aliyor musunuz? El cevap: hayir. Adam inanamadi. Tekrar tekrar sordu, hic mi almiyorsunuz? Hayir almiyorum, 3 kati fiyat odemeye merakli degilim dedim. Anket baslamadan bitti.
Die Angst des Tormanns beim Elfmeter
User avatar
hcho
BRUCE DICKINSON
 
Posts: 2088
Joined: Fri Dec 22, 2006 1:13 pm

Previous

Return to Hyde Park



Who is online

Users browsing this forum: No registered users and 39 guests

cron