melez şehirmiş londra, melezler şehri olmasının dışında. ne coğrafi olarak ingiltere'ye ve birleşik krallığa, ne de demografik olarak o toprakların vatandaşlarına aitmiş, artık ait olamayanmış. londra'yı londra yapan da o herkesten, her yerden, herşeyden ufak tefek aldığı veyahut çaldığıyla bezenmişliğin verdiği o şahsına münhasırlığıymış.
önyargılı şehirmiş londra, önyargılıları içinde barındırmasının dışında. topraklarına adım atanı bir güzel test eder yaşattıklarıyla, canına okur insanın, ağlatır, sızlatır; beğenmezmiş kimseyi. bir bildiği varmış, her daim; hakkında bilmeden atıp tutanlara dersini vermeyi çok iyi bilirmiş, verirmiş. gözünün yaşına bakmazmış kimsenin, eğer tutunacak bir dal bulamazsa insan yok olmaya mahkummuş veyahut geldiği gibi geri dönmeye.
özlem dolu şehirmiş londra, özlem dolu insanları içinde barındırmasının dışında. geçmişe özlem duyuyormuş gibi hissettirirmiş insana ama o bilmediği ama kavuşmak için heyecan duyduğu geleceğinin özlemi içindeymiş.
yaratıcı şehirmiş londra, yaratıcı bir dizi beyne kucak açması dışında. kendi kendini dönüştürmeyi, her değişime ayak uydurmayı çoktan öğrenmiş.
yorgun şehirmiş londra, yorgun insanlara ev sahipliği yapması dışında. her gün milyonlarca insanın hüznünü, sevincini, aşkını, nefretini, kahrını çekmek yorarmış onu.
velhasıl londra herkesin kendinden bir parça bulduğu(bulabildiği), kendiyle bir parça özdeşleştirdiği(özdeşleştirebildiği) bir şehirmiş, ne eksik ne fazla...
kimine cenneti, kimine cehennemi yaşatırmış. benim içinse arafmış, bazen cennetten cehenneme, bazen de cehennemden cennete yol aldığım..
ps ...kardeşim gondermiş bi ara okurken yuh diyesim geldi sonuna dogru aglamaklı oldum yazının ... vakti gelmişken aklıma geldi ...nedir sizin londra tanımız..betimleyelim ....