Valla ben crunch time diye bir kavram bilmiyorum aslında. olsa olsa hcho ingilizlerin kafamızın derisini yüzecegi zamanı kastetmiştir.
Bu arada o soruları ciddi ciddi mi sordunuz anlayamadım. ciddi sorduğunuzu varsayıyorum, bir soru ile cevap vereyim. Siz çok sevdiğiniz yakın bir arkadaşınızın uzaklara gitmesini ister misiniz? Türkiye'deki arkadaşlarım nasıl gitme kal dedilerse onlar da gitme kal dediler. (gerçi türkiyedeki bazı arkadaşlarım git kurtar kendini de demişti) Türkiye'deki arkadaşlarım nasıl o zaman biz de seni ziyarete geliriz dedilerse onlar da dediler. şimdiden yazın 5-6 kişi gelmenin planlarını yapıyorlar.
daha önce yazmıştım, şimdi süreleri güncelleyip tekrar yazayım. 1.5 sene boyunca haftanın 6 gününü falan sokaklarda geçiren bir insan olarak londra'da başıma en ufak can sıkıcı bir olay gelmedi. ne ters bir söz, ne aşağı görme, ne bir şiddet ne bir küçümseme. türkler türklere bu kadar kibar davranamaz. şimdi istanbul'a döndüm, artık çok daha dikkatli hareket ediyorum. aman kimseye ters bakmayayım, aman yanlışlıkla omuzum çarmasın, dur bakem cüzdanım yerinde mi, bize yeşil yandı ama dur bekleyeyim şu gelen araç tam olarak dursun falan filan.
ha neymiş efendim, ingilizler sapıttığında türklerin bu yaptıklarından çok daha kötülerini yapacakmış falan filan. hadi bakalım, ben döndüm paranoya yapanlar hala orada. ingiliz pasaportu alacaklar ama hala almanyada küvetinde kurban kesen gurbetçiler gibi topluma entegre olamadığı için hayali düşmanlar rüyalarına girecek. yaptığı bişey de yok, haydar aldın mı dedik, yok. saçını sarıya boyamayı zaten istemiyor. bakalım görelim noolacak.